2016 yılı, 19 Mayıs 1919’da başlayan  ve 26-30 Ağustos 1922’de kazanılan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık  Muharebesi’nin sonucunda İstiklâl Savaş’ında elde edilen zaferin 94. yıldönümüdür. 94 yıl önceki olayları hatırlayacak olursak;

          -Sakarya Muharebesi kazanılmıştı ama Meclis’teki muhalefet: “ Sakarya Savaşı’ndan sonra aylar geçtiği halde ordu niçin saldırıya geçmiyor?” diyorlardı.

         -4 Mart 1922 akşamı Mustafa Kemal, cepheyi denetlemek üzere Ankara’dan ayrılmaya karar vermişti. Dolayısıyla  o gün Meclis’te, gizli oturumda : “ Ordumuzun kararı saldırıya geçmekti. Ama bu saldırı geciktiriliyordu.Çünkü hazırlığımızı  iyice tamamlamak için biraz daha zaman gerekirdi. “ Yarım hazırlıkla, yarım tedbirle  yapılacak saldırı, hiç saldırı yapmamaktan çok daha kötüdür.Durmamızı, saldırı gücünü kazanmaktan umut kestiğimiz yolunda anlamak ve yorumlamak yersizdir.”

         -Mustafa Kemal, Meclis önünde son taarruza kararlı olduğunu açıklıyordu ancak güçlüklerin olduğunu da biliyordu. Önemli  güçlüklerinden biri; milletin hazırlanması ve ordunun eksikliklerinin tamamlanmasında gereksinme duyulan paranın sağlanmasıydı.

         -Genelkurmay harp tarihi kaynaklarına göre, askerin bir aylık yiyeceği için 500.000 liraya gereksinim vardı ama maliyede hiç para yoktu. Maaşlar ise 800.000 lira tutuyordu. Aylarca maaş ödenemiyordu.

       - Hasan Saka Maliye Bakanlığı’ndan istifa edeceğini söyleyince Mustafa Kemal, “ O halde bana maliyeden anlamayan bir vekil bul!” diyor.Bunun ardından Gümüşhane Milletvekili Hasan Fehmi’ye öneri yapılıyor. O da “ Aman Paşam, maliyeciliği bilmem, beni mazur görün,” diye özür diliyor. Ama Mustafa Kemal, “ Daha iyi” dedi. Büyük hazırlık döneminin başarılı Maliye Bakanı Hasan Fehmi çekilen mali sıkıntıları şöyle dile getiriyordu: “ Taarruz yaklaştı. Ordu durmadan para istiyor. Aşar vakti yakın. Fakat zamanı gelmedi. Vergileri ben tahsil etmiştim. Hiçbir yerde metelik bırakmamıştım. Bir gün Osmanlı Bankası’nın Ankara Şubesi Müdürü Bojeti’yi çağırttım. Dedim ki: “ Osmanlı Bankası tarihi anını yaşıyor. Maliyeye bir buçuk milyon lazım.  Bizim yönetimimizdeki bölgelerde on altı şubeniz var istediğim parayı vermezsen şubelerinizin on altısını da el koyar, kasalarınızdaki bütün parayı tutanak karşılığında alırım. Düşünmek için sona bir çeyrek saat süre veriyorum. Git düşün, cevabını ver.” Böylece istediğimiz bir buçuk milyon lirayı Osmanlı Bankası’ndan aldık.”

         -Gazi hazretleri, 26 Ağustos günü saat dört sularında uyanıyor ve hizmet erini yavaş sesle çağırıp bir kahve pişirmesini söylüyor. Yaver Muzaffer( Kılıç) uyanmış, elbiselerini giyerken çadırın dışına çıkan Mustafa Kemal’i görüyor. Gazi ellerini, gökyüzüne kaldırmış dua ediyordu: “ Büyük Allah’ım!.. Sen Türk milletini ve ordusunu muzaffer eyle.”

         -Taarruz 26 Ağustos sabahı saat 5.30 da topçu  ateşiyle   başladı. Piyade ileri harekete geçti.4 saat sonunda Yunanlılar ile İngilizler’in  aylarca aşılamaz dedikleri tüm engeller yıkılıyordu. Saat 10 olduğunda üç tahkimli çok önemli  tepe de geçirilmişti, bunlar; Kalecik Sivrisi, Tınaztepe ve Belentepe idi. On iki bin süvari de Sincanlı ovasına akmıştı ve Dumlupınar doğusuna ilerlemişti. Türk ordusunun bu beklenmedik başarısı Yunanlıları allak bullak etti.

         -27 Ağustos Pazar sabahı saat 4.00’da Türk 1.Ordu’ya bağlı, 4. Kolordu’nun8. Tümen’i baskın tarzında süngü taarruzuyla  Kurtkaya tepesini ele geçirdi. Saat 8.00 civarında Erkmentepe düşürülmüştü.

         -26 ve 27 Ağustos günlerinde, yani iki gün içinde, Karahisar’ın güneyinde  50 ve doğusunda 20-30 km uzunluğunda bulunan düşman cepheleri düşürüldü.

         -Yenilen düşman ordusunun bütün kuvvetleri 30 Ağustos’a değin, Aslıhanlar yöresine çevrildi. 30 Ağustos’ta  yapılan savaş sonunda  düşmanın ana kuvvetleri yok edildi. General Trikopis tutsaklar arasındaydı.

         -31 Ağustos 1922 günü ordularımız, İzmir’e doğru yürürken, başka birlikleri ile de Eskişehir ve kuzeyinde bulunan kuvvetlerini yenmek üzere ilerliyorlardı. Aynı gün İsmet Paşa Dumlupınar  çarpışmasına “ Başkumandan Meydan Muharebesi” adı verildiğini açıkladı.(Erol Mütercimler, Fikrimizin Rehberi Gazi Mustafa Kemal, Alfa Yayınları, 2008)